ISBN: 978-625-96083-0-3

Muzaffer Fincancı’nın üçüncü kitabı Can Çıkmazı

“…. Şikâyet etmekten başka bir halt yapmayan milyarlarca hımbılla bir mi tutulacaktı yani? Kendini bu kadar aciz hissettiği için öfkeden kuduruyordu. İyi de bunları karşısındaki kıza nasıl anlatırdı? Benim herkesten çok yaşamaya hakkım var mı diyecekti? Çaresizim, ölmek istemiyorum filan. İyice rezil mi edecekti kendini?”

Ölümsüz olmak için neleri feda ederdiniz?

Üç adam bu soruya cevap ararken yaşlarına başlarına bakmadan maceradan maceraya koşuyor…

ISBN: 978-605-72642-6-8

Kapak Görseli: Arbre, Fotograf: Yasin Ballanfat
Kitap & Kapak Tasarımı: Aşkın Yücel Seçkin

Yıllardır Türkiye’de yaşayan ve Yunus Emre, Niyazi Mısri, Üftade ve Melami şairlerinin divanlarını Fransızca’ya çeviren  felsefe profesörü Paul Ballanfat Gezintiler başlığını taşıyan bu eserini doğrudan Türkçe olarak kaleme almıştır.  Bu niteliğiyle Türkçe şiirde belki de bir ilktir. Ana dili Türkçe olmayan bir yazarın, şairin  “yaşadığı kültürün içine oturması”nın yanı sıra kendine özgü diliyle şiirini örmesi şaşırtıcı ve eşsizdir.

Hiçler kayalarda bırakılmış ufak delik ya harf gibi izler taşta
İşlenmiş kıyılar yanaşmış birbirine yakında mesafe kalmamış gitmek ya gelmek için
Dolaşıyoruz işte dudaktan dudağa geçer sözlü sevgi
Yürüyoruz yalıyarın ucunda satır gibi izimiz beyaz kışlarmış heyelan düşer
Dolaşımdır yürüyüşümüz şelale vücudumuz yalılardan çöküyor güneş gibi kara denize

ISBN: 978-605-72642-2-0

“…Çünkü, hayatın dişe dokunur bir anlamı yoktur, olsaydı eğer, çok düşünen biri çıkar neyse söyler, biri de onu kamyonun kasasına yazardı değil mi şimdiye kadar.’’

Her şeye Rağmen Bir Öykü Aranjmanı Çem Çubukçuoğlu’nun kısa öykülerden oluşan ikinci kitabı…

ISBN: 978-605-72642-3-7

Nami Başer’in Evsizlik Defterleri – I serisinin I. ve II. kitabı “Şiirler-Günlükler”….

Türlerin kaynağında onların oluştuğu bir alanda belki de bir ufukta düşünce kendini serer. O alanın ve o kaynaktan fışkıran diğer titreşimlerin, o ufukların yaydığı sallantıların gündemini yakalamak için, elinden başka da bir şey gelmediği için yazıya dönüşüyor. Okuyanlar, birbirinden ayrı olarak gelecek bu metinlerde, türlerin bir yandan kesişmelerini diğer yandan türemelerini izleyecekler.

ISBN: 978-605-72642-0-6

‘’Umut, artık bir şeyler olsun da ya da birisi-birileri bir şeyler yapsın da isterse her şey altüst olsun, diye dertlene dertlene bekleme halidir. Peki bir şeyler olur mu ya da birisinin-birilerinin bir şeyler yaptığı olur mu? Nadiren de olsa olur. Aslında bedelini ödemeye razıysanız, mucize bile olur.’’

ZAVAL.

Zaval’da, ‘insani hallerin kadrajlanmış filimsel anlatıları’ olarak tanımlanabilecek hikayelerden kurgulanmış öyküler yer alıyor. Anlatılanlar yalnızca hikayedir. Bir olayın, bir hayatın hikaye edilebilmesi için de zaman ve mekan içinde var olması gerekliliğini iddia etmek zor. Yine de bir bakımdan, hikayelerin gerçekle çok uzak olmayan hayali bir yakınlığı mutlaka vardır. Kısaca, önemli olan hikayedir, öykü yalnızca kurgudur.  İyi okumalar…

ISBN: 978-605-06815-5-0

Bir anahtar.. İki kapı… Anahtar ikisini de açıyor… Birinin ardında ölüm, diğerinde yaşam. Hangisini
açacaklar?
Değişken gezgin Niova yine ateşle oynuyor…

ISBN: 978-605-06815-4-3

Nami Başer’in Evsizlik Defterleri – I serisinin IV. kitabı “Öğrencilerin Gecesi” adlı Tiyatro oyununa ayrılmıştır.

Öğrencilerin Gecesi adlı 2 perdelik bu oyun, “İlkbahar Uyanışı” oyunuyla liseli öğrencileri tabusuz bir pervasızlıkla aktaran Frank Wedekind’e ve bu güzel tiyatro başyapıtını 1906’da ilk sergileyen Max Reinhardt’a  adanmıştır.

Günümüzden (2022) 15 yıl önce yazdığı bu oyundaki kahramanların adlarını daha sonra Galatasaray Üniversitesi Tiyatro Topluluğu’ndaki öğrencilerin adlarıyla değiştirir Nami Başer; zira oyundaki bazı sahneler Galatasaray Üniversitesi Tiyatro Topluluğu öğrencileri arasında o dönemde Tiyatro çalışırken oynanmıştır.

ISBN: 978-605-06815-3-6

“Tek yanlı olmasın diye çoğul olarak verdiğimiz çıkarmalar, tek başına gerçekleşmedikleri gibi seferberliğe çağırdıkları bir yığın değişik özelliği de gündeme getirir(ler). Ne var ki bir-leştirici kaynağı ya da sonucu hatta kimi zaman da ortalayıcısı olmayan bir çoğul olamaz. Çoğul hep bir çoğuldur, birlik de hep bir birliğin çoğuludur çünkü. Asla dışa kapalı, kendi kozasında bekleyen bir süreci sonsuza kadar sürdüremeyen bir çıkarma da söz konusu olamaz. Bu yüzden çıkarmaların askeri ya da ekonomik diyeceğimiz bir anlamı da çıkar ortaya. Bir yerde araç gereçsiz, yardımsız, desteksiz çıkarma da olamaz. Paraşütler, silahlar; bitki, hayvan gibi canlılar, taşlar, ama en çok da çıkarmaya gönül vermiş yürekler, sevdalanmış düşünürler, erler, erenler, kadınlı erkekli operasyoncular gerekir; ama çabuk hareket etmeyelim. Nasıl olsa çıkarmalar zaten başlamıştır, her yerde var, yüzyıllar boyunca da sürecek. Çıkarmaların sonu olmaz, daha işin başındayız. Gizliliklerin açılması ya da birden olayların sür-git üzerimize basması zamanla ama yudum yudum gerçekleşecek.”

“Güle oynaya ölüme koşmanın zekayla ne ilgisi olduğunu anlayamıyordu. Üstelik yanlarında başkalarını da sürüklüyorlardı. ‘Bunu engelleyebilirim’ diye düşündü. Fena halde yanılıyor olabilirdi ki bu ilk olmazdı . Ama yine de….”

ISBN: 978-605-06815-0-5

Editör ve Redaksiyon: Gökhan Arıkan
Kapak Görseli: Kardelen Fincancı
Kitap ve Kapak Tasarımı: Aşkın Yücel Seçkin